İnsanı yumurtadaki civcive benzetiyorum.Insan, kabuklarını kırıp var olabilmek için savaşır. Kabuğunu kırmaya çalışırken birçok şey öğreniriz.Hatırlarım,küçükken ağlayarak neredeyse birçok şeyi elde edebiliyordum.Çikolata mı istiyorum,istemem yeterli. Oyuncak mı? Onun için de istemem yeterli. Hemen hemen her çocuk için böyledir.İnsan çocukken o kadar alışır ki istediklerinin olmasına;ilk kabuk çıtırtısını, çabalayıp elde edemediğinde duyar.Bir çocuk ne ister ki? Bir oyun,lunapark,çikolata,oyuncak… Biz büyüdükçe, zihnimiz büyür, dünyamız büyür,isteklerimiz büyür.Benim ergenlikte en iyi öğrendiğim şeylerden biri buydu sanırım.Kabuğumu çıtırdatmaya çalıştığım zamamlarda, en çok bunu öğrendim.Bir şeyi çok istemek yeterli değildi. Bir şeyi çok isteyip çabalamak bile yeterli olmayabiliyordu. Bir şey olmuyorsa,olmuyordu. Bunu ilk öğrendiğim zamanlar çok öfkelenmiştim. Her olmayan şeyde deli gibi öfkeleniyor,ağlıyordum.Zamanla insan öğreniyor ki,var olmak o kadar da kolay değil. Hatta “o kadar da” eklentisi cümleye fazla geldi. Var olmak ve bir şeyleri var etmek asla kolay değil. İnsan büyürken anlıyor ki,bu yollar çiçekli değil ve zaten kimse bize çiçekli yollar vadetmemişti. Bir süre sonra istediğim şeyleri o kadar da istememeyi öğrendim.Hayal kurmamayı ve istediğim şeyleri gerçekleştirsem,sahip olsam bile onlara çok da alışmamayı,kendimi kaptırmamayı öğrendim.Bazı şeyler olmuyorsa olmamasının daha hayırlı olabileceğini öğrendim.İnsan İslamiyet’i büyüdükçe daha iyi kavrıyor.En önemlisi şu ayeti iyice kavradım;“Olur ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız, hâlbuki hakkınızda o bir hayırdır. Ve olur ki bir şeyi seversiniz, hâlbuki hakkınızda o bir şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216)
Sanırım İstatistik dersindeydim.Dersin hocası şöyle bir şey söylemişti;bir şeye olan beklentin, isteğin ne kadar yüksek olursa o şeyden alabileceğin memnuniyet o kadar düşer. Memnuniyet beklentiyle ters orantılıdır. Bu o kadar doğruydu ki.Biz farkında değildik ama Allah bize bunu büyürken öğretiyordu.Bir şeyleri körü körüne istememiz gerektiğini öğretiyordu.Bir şeyi ne kadar istersek,olmadığında oluşan yıkımın o kadar büyük olacağını ve asla her istediğimizin olmayacağını öğretiyordu.Bizim istediklerimizin hayırlı mı şer dolu mu olduğunu da bilemiyorduk üstelik. Bir şer için çırpınıp duruyorduk belki, olmayınca da bir şer için üzülüyorduk. Demem o ki;hiçbir şeyi çok istememek gerekiyor,hiçbir şeye çok bağlanmamak ve hiçbir şeye aslında bütünen sahip olmadığımızı kavramak gerekiyor.
“Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
Şems Tebrizi
I go to see every day some web pages and websites to read
content, however this webpage offers feature based posts.
BeğenLiked by 1 kişi
thank you but,my website’s language is Turkish,how do you understand this webpage?
BeğenBeğen
I like this web site so much, saved to my bookmarks.
BeğenLiked by 1 kişi
You have made your point extremely nicely!.
BeğenLiked by 1 kişi
This is very interesting, You’re a very skilled blogger. I have joined your feed and look forward to seeking more of
your excellent post. Also, I have shared your website
in my social networks!
BeğenLiked by 1 kişi
This information is priceless. Where can I find out more?
BeğenLiked by 1 kişi
Yazınız çok açıklayıcı olmuş bu ayetle son noktayı koymuşsunuz tebrik ederim 👏Olur ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız, hâlbuki hakkınızda o bir hayırdır. Ve olur ki bir şeyi seversiniz, hâlbuki hakkınızda o bir şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216)
BeğenLiked by 1 kişi
teşekkür ederim iyi okumalar🧡
BeğenBeğen